BU SİYASET, HUSUMET SİYASETİ

Geçen hafta hem üzücü hem de düşündürücü olaylar yaşadık. Bütçe görüşmeleri sırasında yaşanan kavga elbette üzücüydü. Saldırıyı gerçekleştiren milletvekilinin özür dilememesi de düşündürücüydü. Bu tavır, husumet siyasetinin geldiği noktayı gösteriyor.

Altı yaşındaki bir çocuğun evlendirilmesi düpedüz kötülüktür, alçaklıktır, ahlaksızlıktır. Türkiye Değişim Partisi olarak ülkemizi, çocuklarımızı, gençlerimizi bu zihniyetten kurtarmak için mücadele edeceğiz.

Bu ahlaksızlığın ne insanlıkta ne İslam’da yeri yoktur. Bu olayı dinimizle irtibatlandırmak yanlıştır, dini korumak adına savunmak da yanlıştır.

Böyle bir olayda dahi ortak tepki veremez hale gelmemiz son derece üzücüdür.

HAKLILIK VE HAKSIZLIK BİTTİ, SİZDEN OLAN, BİZDEN OLAN AYRIMI BAŞLADI

Bütün bu olaylar, haklılık ve haksızlığın, doğru ve yanlışın önemini kaybettiğini, sizden olan, bizden olan ayrımının önem kazandığını gösteriyor.

Türkiye Değişim Partisi olarak sizden-bizden ayrımının bittiği bir Türkiye’yi biz inşa edeceğiz.

Birlik ve beraberliği sağlamak en başta sayın cumhurbaşkanına düşer.

Ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanı tam tersi bir tutum takınarak, kutuplaşmayı artırmaktadır.

Cumhurbaşkanı bir sığınma limanı olmalı, herkesin dinlediği bir kişi olmalıdır.

Bunu da ancak tarafsız bir cumhurbaşkanı sağlar.

Türkiye Değişim Partisi olarak tarafsız cumhurbaşkanı, güçlü meclis, bağımsız yargı dememizin önemi budur.

ASGARİ ÜCRET ÜÇ AYDA BİR GÜNCELLENMELİ

Türkiye Değişim Partisi olarak asgari ücret konusunda, partiler arasındaki rakam yarışında yer almıyoruz. Bizim yerimiz işçinin yanıdır.

Bize göre, asgari ücretin kaç lira olacağı değil, alım gücü önemlidir. Bu alım gücünü ne kadar koruyacağı önemlidir.

Asgari ücret üç ayda bir güncellenmeli ve normal ücret haline gelmesi engellenmelidir. Bunları düzeltmenin yolu sendikalaşmadır. Biz sendikal hak ve özgürlüklerin genişlemesinden yanayız.

Sendikalaşma ne kadar artarsa işçiye açlık ücretini reva gören sendika başkanları da o kadar azalır.

Türkiye Değişim Partisi, emeğin ve alın terinin yanında olmaya devam edecektir.

YAN YATTI, ÇAMURA BATTI, MAZERET ÇOK, İCRAAT YOK.

EYT’liler haklarını almak için 23 yıldır bekliyor. 20 yıldır Ak Parti iktidarı var.

Önce sıcak bakmadılar. EYT’liler haklarını aramaya devam etti, nihayet görmezden gelemediler. Bir çalışma yapıldığı söylendi. Her gün değişik haberler çıkıyor. Evrak kayboldu, yan yattı, çamura battı, mazeret çok, icraat yok.

EYTliler “formül istemiyoruz, şart istemiyoruz, yeniden yaşa, prime takılmak istemiyoruz” diyorlar. 8 Eylül 1999 öncesi haklarını istiyorlar. İnsanca yaşayabilecekleri bir maaşla emekli olmak istiyorlar.

Partimizi kurduğumuz günden bu yana EYT’lilerin yanındayız. Haklarını tastamam, alıncaya kadar da yanlarında olacağız.

TOPLUMSAL BARIŞ AFFI

9 Nisan’da bir af çağrısı yaptık. 8 aydır, kamuoyunun önüne çıkıyor, bu önerimizi aslanlar gibi savunuyoruz.  Karnımızdan konuşmuyoruz, mırıldanmıyoruz, ürkek davranmıyoruz.

Bütün siyasi partileri de bu konuda daha net olmaya ve meseleye sahip çıkmaya çağırıyoruz. Buradan bir kez daha tüm siyasi partilere ve Türkiye’min vicdanına sesleniyorum: Gelin hep birlikte, “toplumsal barış” affı çıkaralım.

TAKİP ETTİĞİMİZ, ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNLAR

Uzman çavuşlar muhakkak kadroya alınmalı.

100 bin öğretmen ataması yapılmalı.

Staj ve çıraklık sigortası SGK başlangıcı sayılmalı.

Çiftçinin ve esnafın, kredi faizleri silinmeli, kira stopajı kaldırılmalı.

Esnafa sicil affı çıkarılmalı. Çiftçinin, esnafın, nakliyecinin kullandığı elektrik ve akaryakıttan vergi alınmamalı.

Yaşlılık, engelli, şehit ve gazi maaşları artırılmalı.

Engelli evladına bakan anneye emeklilik hakkı verilmeli.

En az 20 bin engelli ataması yapılmalı.

Vatani görevini yapanların SGK primlerini devlet ödemeli.

İnfaz koruma memurları “emniyet hizmetleri” sınıfına alınmalı.

Bir kereye mahsus ehliyet affı getirilmeli.

Paketimiz geciksin, kuryeler ölmesin.

8+3 kuralını 3+ 8 yapacağız.  Sahada 8 Türk 3 yabancı oynayacak.

İl sayımızı artırmamız lazım.

VARLIKLI, SAĞLIKLI VE HUZURLU BİR TÜRKİYE

Türkiye iyi yönetilmiyor. Zengin topraklar üzerinde fakir yaşıyoruz. Varlık içinde, yokluk çekiyoruz. Türkiye bunu hak etmiyor, biz buna razı değiliz.

Varlıklı, sağlıklı ve huzurlu bir Türkiye istiyoruz.

Esnafın, çiftçinin para kazandığı bir Türkiye istiyoruz.

Çalışanların insan onuruna yakışır maaş aldığı bir Türkiye istiyoruz.

Hiçbir çocuğumuzun ne derse ne yatağa aç girmediği bir Türkiye istiyoruz.

SOKAKTA GÜLEN YÜZLERİN OLDUĞU BİR TÜRKİYE

Etin, sütün, yumurtanın lüks olmadığı bir Türkiye istiyoruz.

Musluklarından su içilen bir Türkiye istiyoruz.

Her mahallede kreşlerin olduğu bir Türkiye istiyoruz.

Çocuklarımızın evlerine yakın, iyi okullarda ve parasız okuduğu bir Türkiye istiyoruz.

SENDEN-BENDEN AYRIMININ BİTTİĞİ BİR TÜRKİYE.

Güler yüzlü, mutlu bir Türkiye, üreten ve hakça paylaşan bir Türkiye yapmak mümkün. Bunun yolu ekonomik milliyetçiliktir. Bunu yapacak olan parti de Türkiye Değişim Partisi’dir.

Türkiye Değişim Partisi tuzu kuruların değil, yoksulların partisidir.

Türkiye Değişim Partisi, elitlerin değil, milletin partisidir.

Türkiye Değişim Partisi bir kesimin değil, her kesimin partisidir.

TARLADA, FABRİKADA ÜRETİM, KAMUDA DÜRÜST YÖNETİM

Türkiye Değişim Partisi tarlada, fabrikada üretim, kamuda dürüst yönetim demektir.

Türkiye’yi varlığa, berekete, adalete ve huzura, kavuşturacak olan parti Türkiye Değişim Partisi’dir.