Bu bir ilk...

4 gün-4 gece pazartesi sabahına kadar doya doya kutladığımız 2021’den başka hiçbir yıla böyle muhteşem bir karşılama nasip olmamıştı. Hayırlı, uğurlu olsun.

Yıl olmuş 2021 birileri hala Türkiye'nin sinir uçlarıyla oynamakta ısrar ediyor.

Ayrımcı bakışla, inançlı insanların hassasiyetiyle oynayarak değişmeyen zihniyetlerin sözlerine bir kez daha şahit olduk. Hatırlatmak isterim... Yakın tarihin en fazla kınanan dönemi "28 Şubat" değil miydi? Ne çabuk unuttunuz?! Nedir bu İslam düşmanlığı?... Yine dini etnik kelimeler seçilerek yavaş yavaş inançlı insanları ötekileştirme çabası içindesiniz. Başaramayacaksınız!

Neymiş efendim, bir gazetenin başlığı  "2020'nin torbasından felaket ve gözyaşı çıktı...'' Temmuz ayı kutusuna,  'Ayasofya'nın cami olmasını'  koyması dehşet verici... Asıl utanç verici felaket ise, sizin o başlığın altına koyduğunuz ülke tarihinin 86 yıl sonra yeniden ibadete açılan  Ayasofya'nın 2020 yılının felaketi olarak niteleyen yazılı ifade. 

Ve yine birilerinin hala başı örtülü olanların meslek sahibi olmalarına olan takıntılı yaklaşım ve söylemleri... Ya bir durun Allah aşkına! Yeter arkadaş! Şu kadınların yakasından bir düşün artık! Hâlâ türbanı mı tartışıyorsunuz?!

Başörtü takan hakime hanıma güvenmiyorsun ama kendi partinde CHP'nin ilk başörtülü parti meclis üyesi Sevgi Kılıç'a ne diyeceksin?!

Gelelim Sevgi Kılıç konusuna...

Sevgi Kılıç'ın CHP’nin Parti Meclisi’ne seçilmesine başından beri hep aynı ifadeyi kullandım; 'Tebrikler, CHP'de güzel değişim; artık kişinin kılığına, kıyafetine, eşarbına bakmıyorlar' dedim. 

Malum bir laf vardır, ‘Başörtüsüne karşı değilim, türbana karşıyım’ diye… CHP’nin eski isimlerinden Fikri Sağlar bu zırvayı çöp sepetinden çıkarıp yeniden gündeme getirdi!

CHP'li eski bakan ve milletvekili Fikri Sağlar, Halk TV'de "Türban irticai faaliyetlerin, şeriat isteyenlerin üniformasıdır, başörtüsü yüzyıllar boyunca Anadolu'da bir geleneksel giysidir, arada fark var... Türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var!" diye konuştu.

Bu sözleri duyunca zaman makinesiyle yıllar öncesine dönmüş gibi oldum.

Hatırlatma!... Yıllarca hakimlik, yüksek yargıçlık yapan, CHP'li olduğunu saklamayan, sonrasında ise CHP'den vekil olan ya da siyasete atılan hakim ve savcıların başörtülü,  muhafazakar olduğunu bildikleri şahıslar hakkında verdikleri kararlara inançlı insanlar nasıl sessiz kalıp saygı duydularsa, Fikri Sağlar'ın da aynı tutum içinde olması gerekirdi.

Bu söyleme cevaben:  CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinden beklenmeyecek bir atakla Fikri Sağlar’a tepki gösterdi. Böyle bir yaklaşımı kabul etmediklerini, etmeyeceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fikri Sağlar’ın zihniyetinin “CHP zihniyeti” olduğunu söyledi ve “Bay Kemal’in yanına iki başörtülü alması, adeta vitrin mankeni koyması kimseyi aldatmıyor” dedi.

Peki bütün bu aşamalar yaşanırken Sevgi Kılıç ne yaptı?

Herkesin baretle katıldığı bir törende baret takmayarak başörtülü olduğunu cümle âleme göstermeye çalıştı. Ve  ''Erdoğan bana vitrin mankeni" dedi; hem bana hem kadınlara hakaret etti” diyerek tepki gösterdi. 

Sevgi Kılıç... Keşke bir başörtülü KADIN olarak, 

Fikri Sağlar’a ağzının payını verseydin! Mesela deseydin ki; Başörtülü hâkimlere söylediğin sözleri, kolaysa gel benim yanımda söyle... Biz CHP olarak bu işleri çoktan aştık. Sen hâlâ eskilerde kalmışsın. Bu kafayı değiştir Fikri Bey!...” deseydin işte o zaman kadın haklarını savunan KADIN der alnından öperdim seni ama nerde!...

Kadınların giyim kuşamıyla uğraşan, insanların yaşam tarzına karışan Fikri Sağlar gibi insanların hâlâ var olduğunu, kafaların hiç değişmediğini bir kez daha gördük.

Yıl 2021 olmuş ama Sağlar gibi hâlâ güncelleme yapmamış, 28 Şubat kafasında olan kaç CHP'li var acaba?

Türkiye’de artık toplumun böyle bir sorunu yok!... Gündemi de yok!... Ama CHP hala eski bilinen CHP! Kendini aşamıyor, hala kendini vesayetin hüküm sürdüğü eski Türkiye'de sanıyor.